Niğde Üniversitesi Öğrenci Konseyi'nin düzenlemiş olduğu konferansa konuşmacı olarak katılan Gazeteci-Yazar Ömer Lütfi Mete, "Türk milletinin ayağa kalkacağı yer, yeniden bilgi üreteceği üniversitelerdir." dedi.
Niğde Üniversitesi Öğrenci Konseyi'nin düzenlemiş olduğu konferansa konuşmacı olarak katılan Gazeteci-Yazar Ömer Lütfi Mete, "Türk milletinin ayağa kalkacağı yer, yeniden bilgi üreteceği üniversitelerdir." dedi.
Konferans Niğde Derbent Kültür Salonu'nda yapıldı. Niğde Üniversitesi Rektör yardımcısı Prof. Dr. Adnan Görür, öğretim görevlileri ve çok sayıda öğrencinin katıldığı "Gençliğin Sorunları ve Türkiye'nin Geleceği" konulu konferansa ilgi büyüktü.
Ömer Lütfi Mete yaptığı konuşmada, "Bugünki gençliğin sorunlarını; dünden, geçmişten soyutlayarak tanımaktan aciz olduğumuz kanaatindeyim. Gerileme sürecimizin başlangıç noktasını doğru teşhis edemeden, bugün ki gençliğin sorunlarını teşhis edemeyeceğimiz gibi, Türkiye'nin geleceği hakkında sağduyu kanaatine varamayız." dedi. "Türk milleti özellikle yerleşik hayata geçtikten sonra, ilki üretme becerisini yitirdiği andan itibaren çökmeye başlamıştır" diyen Mete, şöyle devam etti: "Türk milletinin ayağa kalkacağı yer, yeniden bilgi üreteceği yerdir. Bu yerlerde üniversitelerdir. Bugün dünyaya üstünlük kuran ama dünyaya iyilik getirmeyen Batı uygarlığının temelinde günümüzün namuslu batılı aydınlarının da itiraf ettiği temel veriler vardır. Bunlar, Türk İslam dünyasının bilim temelidir. Alman bir bilim adamı olan Dr. Sigrid Hunke, 'Avrupa Üzerine Doğan İslam Güneşi' isimli eseriyle Hindistan sıfır noktasından başlayan bir katkıyı ele alan, bugün dünyaya hükmeden uygarlığın tam anlamıyla İslam dünyasının ürettiği bilgilerin temeli üzerine oturduğunu kanıtlamıştır."
Batılıların, Haçlı seferleri sayesinde İslam dünyasını, İslam dünyasındaki bilimsel düşünceyi, Ortadoğu'dan aldığını anlatan Mete, şunları söyledi: "Bugün dünyanın her yerinde yükselen en büyük dil olarak İngilizce'den yakınanların ortak derdi, Fransızlar Frangilish, Japonlar Japanglish oluyor, diye yakınıyorlar. Bundan bin yıl önce Alfonzo isimli bir şair, ne olacak bu Avrupalıların, Hıristiyanların hali herkesin evinde bir Arapça kitap, bir Müslüman kaynak herkesin dilinde Arapça kelimeler bu örneği şunun için veriyorum aslında biz bin yıldır gerilemekteyiz. Türklerin Osmanlı İmparatorluğu'nda altın çağı olarak gördüğü 16. yüzyılı ben kitabımdaki bir benzetmeyle açıklayacağım, bozulan bir arabanın yokuş aşağıya giderken normalde varabileceğinden daha yüksek bir hıza çıkmasına benzetiyorum. Bizim uygarlığımızın nefesi tükenmişti. Bu nefes tükenişinin tek sebebi bilim dünyasında birlik üretmenin sona ermesidir." (Cihan Haber Ajansı)(28/02/2008)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder