Ülkemizde cari açık hakkında kısa uzun birçok tanım bulunmaktadır. Bunlardan birkaçı şunlardır;
Ülke ekonomisinin dış dünya ile ilişkilerinde ithalat, ihracat, turizm, vb. gibi mal, hizmet ve para akımları gerçekleşir. Bunun sonucunda ülkeye bir taraftan para girişi olurken bir taraftan da para çıkışı olur, yani para giriş ve çıkış işlemleri yaşanır. Bu işlemler arasında pozitif bir fark varsa bu cari fazladır, eğer fark negatif ise bu cari açıktır. Başka bir ifade ile cari açık, giren dövizlerle çıkan dövizler arasındaki negatif farktır.
Cari denge kısaca ekonominin tasarruflarıyla yatırımları arasındaki farktır. Daha da genişletmek gerekirse cari açık, ekonomiler için mal dengesi (mal ihracatı ve mal ithalatı arasındaki fark), hizmet dengesi (hizmet ihracatı ve hizmet ithalatı arasındaki fark), net gelir dengesi (yurt dışındaki ülke yatırımlarından elde edilen gelir ve yabancı sermayenin yurt içinde elde ettiği gelir arasındaki fark) ve transfer dengesi (yurt dışına sosyal yardım vb. gibi sebeplerle ödenen maddi miktar ve yurt dışından gelen karşılıksız maddi yardımlar arasındaki fark) değerlerinin belirli bir zaman dilimi için toplanmasıyla elde edilir. Eğer sonuç pozitif ise cari denge fazlası, sonuç negatif ise cari denge açığı vardır. Formül haline getirmek gerekirse;
Cari denge = Mal Dengesi + Hizmetler Dengesi + Yatırım Gelirleri Dengesi + Cari Transferler
Ülkemizde cari denge açığının nedenleri konusunda ortak bir görüş bulunmamaktadır. Bu görüşler şunlardır;
Dünya faiz ortalaması %10 iken ülkemizde bu oran %15.25 olduğundan dolayı yabancı yatırımcılar ülkemizde yatırım yapmayı daha karlı bulduklarından ülkemize yoğun bir sıcak para girişi oluyor. Bu sıcak para girişinden kaynaklanan döviz kur düşüklüğü net ihracatı azaltıyor ve bunun sonucunda cari denge açığı negatif oluyor.
Cari denge açığını oluşturan etkenlerden bir diğeri de büyüme hızının yüksek olması. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler gelişmek için büyümeyi arttırmak için yurt dışından makine ve teçhizat ithal ettiğinden dolayı net ihracat azalmakta bundan dolayı yine cari açık oluşmaktadır.

Yandaki tabloda ihracat, ithalat ve dış ticaret dengesini görmekteyiz. Dış ticaret cari dengeyi oluşturan kalemlerden en büyüğüdür. Artık günümüzde cari açık denildiğinde neredeyse akla sadece dış açık gelmektedir.
Ülke ekonomisinin dış dünya ile ilişkilerinde ithalat, ihracat, turizm, vb. gibi mal, hizmet ve para akımları gerçekleşir. Bunun sonucunda ülkeye bir taraftan para girişi olurken bir taraftan da para çıkışı olur, yani para giriş ve çıkış işlemleri yaşanır. Bu işlemler arasında pozitif bir fark varsa bu cari fazladır, eğer fark negatif ise bu cari açıktır. Başka bir ifade ile cari açık, giren dövizlerle çıkan dövizler arasındaki negatif farktır.
Cari denge kısaca ekonominin tasarruflarıyla yatırımları arasındaki farktır. Daha da genişletmek gerekirse cari açık, ekonomiler için mal dengesi (mal ihracatı ve mal ithalatı arasındaki fark), hizmet dengesi (hizmet ihracatı ve hizmet ithalatı arasındaki fark), net gelir dengesi (yurt dışındaki ülke yatırımlarından elde edilen gelir ve yabancı sermayenin yurt içinde elde ettiği gelir arasındaki fark) ve transfer dengesi (yurt dışına sosyal yardım vb. gibi sebeplerle ödenen maddi miktar ve yurt dışından gelen karşılıksız maddi yardımlar arasındaki fark) değerlerinin belirli bir zaman dilimi için toplanmasıyla elde edilir. Eğer sonuç pozitif ise cari denge fazlası, sonuç negatif ise cari denge açığı vardır. Formül haline getirmek gerekirse;
Cari denge = Mal Dengesi + Hizmetler Dengesi + Yatırım Gelirleri Dengesi + Cari Transferler
Ülkemizde cari denge açığının nedenleri konusunda ortak bir görüş bulunmamaktadır. Bu görüşler şunlardır;
Dünya faiz ortalaması %10 iken ülkemizde bu oran %15.25 olduğundan dolayı yabancı yatırımcılar ülkemizde yatırım yapmayı daha karlı bulduklarından ülkemize yoğun bir sıcak para girişi oluyor. Bu sıcak para girişinden kaynaklanan döviz kur düşüklüğü net ihracatı azaltıyor ve bunun sonucunda cari denge açığı negatif oluyor.
Cari denge açığını oluşturan etkenlerden bir diğeri de büyüme hızının yüksek olması. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler gelişmek için büyümeyi arttırmak için yurt dışından makine ve teçhizat ithal ettiğinden dolayı net ihracat azalmakta bundan dolayı yine cari açık oluşmaktadır.
Yandaki tabloda ihracat, ithalat ve dış ticaret dengesini görmekteyiz. Dış ticaret cari dengeyi oluşturan kalemlerden en büyüğüdür. Artık günümüzde cari açık denildiğinde neredeyse akla sadece dış açık gelmektedir.
Cari açık 2008'e iyi başlamadı. Merkez Bankası cari açığın ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 28 artışla 3 milyar 924 milyon dolar olduğunu açıkladı.
Merkez Bankası'nın açıkladığı verilerine göre, dış ticaret dengesi, bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 44,1 artarak 4 milyar 518 milyon dolar açık verirken, alt kalemler itibariyle incelendiğinde, altın dahil ithalat (CIF) harcamaları bir önceki yıla oranla yüzde 53,9 artarak 16 milyar 306 milyon dolara; ihracat (FOB) gelirleri yüzde 61,4 artarak 10 milyar 596 milyon dolara ve bavul ticareti gelirleri ise yüzde 14,8 artarak 451 milyon dolara ulaştı.Ocak ayı net turizm gelirlerinin bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 28,9 artarak 607 milyon dolara ulaşırken, hizmetler dengesi yılın ilk ayında yüzde 36,3 artışla 537 milyon dolar fazla verdi.
Cari açık kriz demek değildir... Ancak kriz için altyapı oluşturur.. Ekonomide kırılganlığı artırır.
Düşük kur aramalı, hammadde ve tüketim malı ithalatını artırır... Bu şartlarda ithal malı daha ucuz olduğundan, iç üretim yerini giderek ithalata bırakmaktadır. Örneğin; Bu yüzden örneğin, pamuk üretimi gerilemiştir... Pamuk ithalatı artmıştır...
Düşük kur nedeniyle rekabet gücü düşer.
Cari açık, dış borçla ve kısa vadeli sıcak parayla kapatılırsa bunları toplum ödeyecektir...
Sonuç Olarak cari açığın önlenmesi için çözüm yolları;
Ayrıca cari açığı önlemek için tasarruflarımızı arttırmalı yada büyümeden feragat edip yatırımlarımızı kısmalıyız. Tasarruf artışının gerçekleşmesi içinde, faizlerin yükseltilmesi gerekir. Bu önerilerden başka ulusal paranın değerlenmesine engel olunmalıdır. Bu önlemleri zamanında alınmazsa cari açık devamlı artış eğilimde olacaktır.
Eğer dış borç, yatırım yapmak veya darboğazı aşmak için alınmış olursa, kendi kendini öder... Cari açığı kapatmak için alınan dış borç ise, ucuza ithal malı kullananların bu nedenle elde ettikleri faydanın, borç olarak gelecekte topluma ödetilmesi anlamına gelmektedir.
Merkez bankası'nın döviz piyasasına müdahale ederek, piyasadan döviz satın alarak kuru yukarıya çekerek, ithal malın pahalılaşmasına, ihraç malının da yabancılar için ucuzlaması neden olacaktır. Böylece ihracat aratacak döviz girişi sağlanacaktır..Düşük kur ekonomide afyon etkisi yapar. Suni bir istikrar görüntüsü yaratır...
Bilgi üretiminin arttırılması gerekir. Günüz bilgi çağı adlandırıldığından dolayı bilgi seviyesini arttırarak katma değeri yüksek şeyler üretildiği zaman bunun ihracatı çok daha fazla olacaktır. Örneğin; bilgisayar yazılımları yaparak ya da makine ve teçhizatları kendimiz üretmeye başlarsak bunların ithalatı azalacağından dolayı cari açık da azalacaktır çünkü oran olarak en fazla pahalı makine ve teçhizatlar aldığımızdan dolayı bu açık da önemli yer almaktadır.
Yusuf Girayalp ATAN
Merkez Bankası'nın açıkladığı verilerine göre, dış ticaret dengesi, bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 44,1 artarak 4 milyar 518 milyon dolar açık verirken, alt kalemler itibariyle incelendiğinde, altın dahil ithalat (CIF) harcamaları bir önceki yıla oranla yüzde 53,9 artarak 16 milyar 306 milyon dolara; ihracat (FOB) gelirleri yüzde 61,4 artarak 10 milyar 596 milyon dolara ve bavul ticareti gelirleri ise yüzde 14,8 artarak 451 milyon dolara ulaştı.Ocak ayı net turizm gelirlerinin bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 28,9 artarak 607 milyon dolara ulaşırken, hizmetler dengesi yılın ilk ayında yüzde 36,3 artışla 537 milyon dolar fazla verdi.
Cari açık kriz demek değildir... Ancak kriz için altyapı oluşturur.. Ekonomide kırılganlığı artırır.
Düşük kur aramalı, hammadde ve tüketim malı ithalatını artırır... Bu şartlarda ithal malı daha ucuz olduğundan, iç üretim yerini giderek ithalata bırakmaktadır. Örneğin; Bu yüzden örneğin, pamuk üretimi gerilemiştir... Pamuk ithalatı artmıştır...
Düşük kur nedeniyle rekabet gücü düşer.
Cari açık, dış borçla ve kısa vadeli sıcak parayla kapatılırsa bunları toplum ödeyecektir...
Sonuç Olarak cari açığın önlenmesi için çözüm yolları;
Ayrıca cari açığı önlemek için tasarruflarımızı arttırmalı yada büyümeden feragat edip yatırımlarımızı kısmalıyız. Tasarruf artışının gerçekleşmesi içinde, faizlerin yükseltilmesi gerekir. Bu önerilerden başka ulusal paranın değerlenmesine engel olunmalıdır. Bu önlemleri zamanında alınmazsa cari açık devamlı artış eğilimde olacaktır.
Eğer dış borç, yatırım yapmak veya darboğazı aşmak için alınmış olursa, kendi kendini öder... Cari açığı kapatmak için alınan dış borç ise, ucuza ithal malı kullananların bu nedenle elde ettikleri faydanın, borç olarak gelecekte topluma ödetilmesi anlamına gelmektedir.
Merkez bankası'nın döviz piyasasına müdahale ederek, piyasadan döviz satın alarak kuru yukarıya çekerek, ithal malın pahalılaşmasına, ihraç malının da yabancılar için ucuzlaması neden olacaktır. Böylece ihracat aratacak döviz girişi sağlanacaktır..Düşük kur ekonomide afyon etkisi yapar. Suni bir istikrar görüntüsü yaratır...
Bilgi üretiminin arttırılması gerekir. Günüz bilgi çağı adlandırıldığından dolayı bilgi seviyesini arttırarak katma değeri yüksek şeyler üretildiği zaman bunun ihracatı çok daha fazla olacaktır. Örneğin; bilgisayar yazılımları yaparak ya da makine ve teçhizatları kendimiz üretmeye başlarsak bunların ithalatı azalacağından dolayı cari açık da azalacaktır çünkü oran olarak en fazla pahalı makine ve teçhizatlar aldığımızdan dolayı bu açık da önemli yer almaktadır.
Yusuf Girayalp ATAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder