ömer lütfü mete niğde üniversitesi öğrenci konseyi yusuf girayalp atan kurtlar vadisi deli yürek senaryo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ömer lütfü mete niğde üniversitesi öğrenci konseyi yusuf girayalp atan kurtlar vadisi deli yürek senaryo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28.02.2008

Gazeteci-Yazar Mete: "Milletin Ayağa Kalkacağı Yer Üniversitelerdir"

Niğde Üniversitesi Öğrenci Konseyi'nin düzenlemiş olduğu konferansa konuşmacı olarak katılan Gazeteci-Yazar Ömer Lütfi Mete, "Türk milletinin ayağa kalkacağı yer, yeniden bilgi üreteceği üniversitelerdir." dedi.
Niğde Üniversitesi Öğrenci Konseyi'nin düzenlemiş olduğu konferansa konuşmacı olarak katılan Gazeteci-Yazar Ömer Lütfi Mete, "Türk milletinin ayağa kalkacağı yer, yeniden bilgi üreteceği üniversitelerdir." dedi.
Konferans Niğde Derbent Kültür Salonu'nda yapıldı. Niğde Üniversitesi Rektör yardımcısı Prof. Dr. Adnan Görür, öğretim görevlileri ve çok sayıda öğrencinin katıldığı "Gençliğin Sorunları ve Türkiye'nin Geleceği" konulu konferansa ilgi büyüktü.

Ömer Lütfi Mete yaptığı konuşmada, "Bugünki gençliğin sorunlarını; dünden, geçmişten soyutlayarak tanımaktan aciz olduğumuz kanaatindeyim. Gerileme sürecimizin başlangıç noktasını doğru teşhis edemeden, bugün ki gençliğin sorunlarını teşhis edemeyeceğimiz gibi, Türkiye'nin geleceği hakkında sağduyu kanaatine varamayız." dedi. "Türk milleti özellikle yerleşik hayata geçtikten sonra, ilki üretme becerisini yitirdiği andan itibaren çökmeye başlamıştır" diyen Mete, şöyle devam etti: "Türk milletinin ayağa kalkacağı yer, yeniden bilgi üreteceği yerdir. Bu yerlerde üniversitelerdir. Bugün dünyaya üstünlük kuran ama dünyaya iyilik getirmeyen Batı uygarlığının temelinde günümüzün namuslu batılı aydınlarının da itiraf ettiği temel veriler vardır. Bunlar, Türk İslam dünyasının bilim temelidir. Alman bir bilim adamı olan Dr. Sigrid Hunke, 'Avrupa Üzerine Doğan İslam Güneşi' isimli eseriyle Hindistan sıfır noktasından başlayan bir katkıyı ele alan, bugün dünyaya hükmeden uygarlığın tam anlamıyla İslam dünyasının ürettiği bilgilerin temeli üzerine oturduğunu kanıtlamıştır."
Batılıların, Haçlı seferleri sayesinde İslam dünyasını, İslam dünyasındaki bilimsel düşünceyi, Ortadoğu'dan aldığını anlatan Mete, şunları söyledi: "Bugün dünyanın her yerinde yükselen en büyük dil olarak İngilizce'den yakınanların ortak derdi, Fransızlar Frangilish, Japonlar Japanglish oluyor, diye yakınıyorlar. Bundan bin yıl önce Alfonzo isimli bir şair, ne olacak bu Avrupalıların, Hıristiyanların hali herkesin evinde bir Arapça kitap, bir Müslüman kaynak herkesin dilinde Arapça kelimeler bu örneği şunun için veriyorum aslında biz bin yıldır gerilemekteyiz. Türklerin Osmanlı İmparatorluğu'nda altın çağı olarak gördüğü 16. yüzyılı ben kitabımdaki bir benzetmeyle açıklayacağım, bozulan bir arabanın yokuş aşağıya giderken normalde varabileceğinden daha yüksek bir hıza çıkmasına benzetiyorum. Bizim uygarlığımızın nefesi tükenmişti. Bu nefes tükenişinin tek sebebi bilim dünyasında birlik üretmenin sona ermesidir." (Cihan Haber Ajansı)(28/02/2008)

Niğde'de "Geleceğin Sorunları ve Türkiye'nin Geleceği" Konferansı

Niğde Üniversitesi Öğrenci Konseyi Tarafından Düzenlenen Konferansa Katılan Gazeteci Yazar Ömer Lütfi Mete, Atatürk'ün Ulusuna Çağdaş Uygarlık Seviyesinin Üzerine Çıkmayı Vasiyet Ettiğini, Bu Nedenle Batılı Olmak Gibi Bir Düşüncesinin Olmadığını Söyledi.
Niğde Üniversitesi Öğrenci Konseyi tarafından düzenlenen konferansa katılan Gazeteci Yazar Ömer Lütfi Mete, Atatürk'ün ulusuna çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkmayı vasiyet ettiğini, bu nedenle batılı olmak gibi bir düşüncesinin olmadığını söyledi.
Niğde Üniversitesi Derbent Kültür Merkezi'nde yapılan konferansa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adnan Görür, üniversitenin akademik personeli ve çok sayıda öğrenci katıldı. Katılımın oldukça yüksek olduğu konferansta öğrencilere hitap eden Ömer Lütfi Mete, Türkiye'deki en iddialı üniversitelerinin bile bilim üretemediğini iddia etti. Türk milletinin, yerleşik hayata geçmesiyle birlikte bilgi üretme becerisini yitirdiği ve bunun da çöküşü tetiklediğini savunan Mete, yeniden ayağa kalkmak için yapılması gerekenin bilgi üretmek olduğunu belirtti. Pek çok batılı sağlıklı gözlemcinin, bugünkü batı harikalarının alt yapısında, Türklerin de en az yarı yarıya pay sahibi olduğu İslam uygarlığının bulunduğunu ortaya koyduklarını söyleyen Mete, "Geçmişimize bakıp ne büyük alimlerimiz varmış diye övünmenin bir anlamı yok. Her durumda her yeni uygarlık muhakkak yeni bir sentez taşır. Başka uygarlıktan aldıklarıyla ve üzerine koyduklarıyla oluşturdukları bir zenginliktir. Bu da haçlı seferlerinin sayesinde olmuştur.

Batı haçlı seferleri ile İslam dünyasını ve bilimsel düşünceyi Ortadoğu'dan almaya başlamış. Üzerine koyduklarıyla birlikte bugünkü batıyı inşa etmişler" dedi.
Toplumlarda, aykırılığın meşru görülmediği, beşeri ve toplumsal ilişkilerde doğal bir düşünce tavrı olarak kabul edilmediği sürece, toplumların sürü olması ve düşünen adam üretememesinin kaçınılmaz hale geleceğinin altını çizen Mete, "Düşünmek öncelikle sorgulamak, yerleşik kalıplardan törpülenmek, devraldığımız bütün yargıları, değerleri yeniden incelemeyi gerektirir. Düşünmek, hiçbir ön kabulün sonsuza kadar doğruluğundan emin olmamak demektir. İşte bu sebepler, bizim bilgi üretme geleneğini terk edişimizdir. Hiçbir şey bu hayatta ve inanıyorsak öbür hayatta bilgi üretmek kadar önemli değildir. İş burada başlar burada biter. Hayatımızda da, siyasi irade hayatın merkezine bilgi üretmeyi alırsa, orası bilginin beşiği olabilir. Siyasi iradeniz yoksa yırtınsanız da üniversiteleriniz üniversite olmayacak ve bilgi üretemeyecektir. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, kamunun üniversitelere ayırdığı kaynaklarla bilgi üretmek mümkün değil. Ben bir üniversitenin mensubu değilim. Ancak en iddialı üniversitenin bile kaynaklarının bilgi üretmeye yetmediğini çok net görebiliyorum" şeklinde konuştu.
Kendini tanıtırken, "Bir insan, bir Türk ve bir doğulu" olarak tanıttığını vurgulayan Ömer Lütfi Mete, konuşmasına şöyle devam etti:
"Daha doğrusu batılı olmayan ve batılı olmak için de özel bir gayret göstermeyen, aksine batılı olmamaya direnen bir kişiyim. Bana göre batılı olmak, sadece ve öncelikle kendi çıkarları etrafında dünyayı döndüren ve insanlık tarihi boyunca en çok kan akıtan uygarlığın mensubu olmaktır. Bunun da bana Atatürk'ün vasiyeti olduğunu düşünüyorum. Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerini bana talimat ediyor Atatürk. Bu uygarlığı yakalayın, onunla özdeşleşin, onlar gibi olun dediğine inanmıyorum ve şahsen ben bu mensubiyeti reddediyorum." (TA-FM-ÖZ-Y) (İhlas Haber Ajansı)(28/02/2008)