Hafta sonu davet edildiğim bir söyleşi için İzmir’e gitmiştim.
Gençlerle “Küresel Ekonomi Çatışmaları”nı konuştuk. Savaşın taraflarını,
cephelerini ve kullanılan mühimmatları konuştuk.
Konumuzun güncel olması hasebiyle gençler adeta soru bombardımanına
tuttu beni. Sorular geldikçe mutluluğum artıyordu. Çünkü öğrenmek için heves,
istek, arzu ve dertlenme vardı.
Bilimsel teoriler çerçevesinde yürüttüğümüz muhabbetimizde ağırlıklı
olarak doların neden hızla arttığı hususu vardı.
Soru cevap şeklinde ilerleyen sohbetimizde konuyu daha iyi
anlatabilmek için;
+ Tasarruf nedir?
- Gelirin harcanmayan kısmı
+ Tasarrufu nerede tutarız?
- Ya altın alıp evde yahut bankada tutarız.
+ Bankada tuttuğumuz para karşılığında ne alırız?
- Ya faiz veya katılım payı
+ Tamam. Bu kısma kadar güzel gidiyoruz.
+ Yatırım yapmak istiyorsun. Yeterli sermayen yok ne
yaparsın?
– Bankadan kredi çekerim.
+ Banka sana kendi parasını mı veriyor yoksa bir başkasının
bankaya yatırdığı tasarrufu mu?
– Bir başkasının yatırdığı tasarrufu
+ Bankada yeterli miktarda tasarruf yoksa ne yapar?
– Bir başka yerden belli bir bedel karşılığında borçlanır.
+ Yani yurt içi tasarruflarımız yetersiz ise yurt dışındaki
bankalardan borç alarak. + Yurt dışındaki banka veya finans kuruluşu bu parayı
ne karşılığında verir?
- Faiz
+ Evet. Buraya kadar tamamladık.
+ Gelelim İktisat biliminin temel teorisine.
+ Arz sabit iken talep artarsa ne olur?
– Malın fiyatı yükselir.
+ Tam tersini düşünelim. Talep sabit iken arz azalırsa ne
olur?
– Aynı şekilde malın fiyatı yükselir.
Bu kısmı da bir kenara koyalım ve tüm bu meseleleri
birleştirelim.
Türk halkı dişinden, tırnağından artırdığı tasarruflarının
bir kısmını altın şeklinde yastık altı olarak tabir edilen tarzda evinde
tuttuğu için bankaların bilançolarında görünmemektedir. Bu durum yurt dışından
borç isteyen bankaların yüksek faiz istemesine böylece faiz oranlarının
yükselmesine neden olmaktadır.
Diğer taraftan enerji bağımlılığımız sebebiyle ithal
ettiğimiz petrol ve doğalgaz temelli oluşan cari açık döviz ihtiyacını
artırmakta bu durumu bilen yurt dışındaki bankaların yüksek faiz ısrarını da
güçlendirmektedir.
Tüm bu hususlar çerçevesinde yüksek faiz taleplerine olumlu
karşılık vermek istemediğimiz için sermaye ihtiyacımıza bağlı olarak yurt
dışından yeterli döviz gelmediği için döviz kuru yükselmektedir.
Son Not: Yastık altı olarak tabir edilen altın, döviz gibi
tasarrufların (faizsiz) bir şekilde devlet güvencesinde altın hesabına yatırarak
ekonomik güvenliği sağlamaya destek olmamız gerekmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder