29.06.2017

Ekonominin Özü – Ticari Ahlak

Ekonomi, ülkelerin uluslar arası ilişkilerdeki gücünü belirleyen en önemli unsurlardan biridir. Ekonominin temelinde de en önemli unsur şüphesiz ki ticarettir. Ticaretin temeline baktığımız zaman ticari ahlak ve güvenirlik gelmektedir. Çünkü ticaret taraflar arasında karşılıklı kazanç sağlamalıdır. Tek tarafın kazanç sağladığı duruma ise sömürü diyebiliriz.
Ahlak denince sadece kişisel ahlak akıllara gelse de mesleki, ticari, siyasi ahlaktan da söz etmek mümkündür. Ticari ahlakı bozulan ekonomilerde güvensizlik artar. Artan güvensizlik ekonomiyi içten içe çürüten bir hastalık gibidir. Tedavi edilmediği takdirde ekonomiyi çökertir ve ülkenin çöküşüne kadar götürebilir.
İnsanlık yapısı gereği sosyal bir varlıktır. Bu özelliğimizden dolayı topluluk halinde yaşar ve birbirimizle ilişki kurarız. Kuruduğumuz ilişkilerin de belli bir ahlaki kurallara uygun olması gerekiyor. Çünkü ahlakın gayesi insanlığın mutluluğu ve huzurudur. Bu ilişkilerden biri de ticarettir. İhtiyaçlarımızı temin edebilmek için ticaret yaparız. Ya alıcı yada satıcı oluruz. Ancak bu ticari ilişkiyi kurarken ticari ahlaka uygun şekilde hareket edilmesi şarttır.
Ekonominin başarıya ulaşması için ahlakı düzgün yetişmiş insanlara ihtiyaç vardır. Kişinin ahlaki prensiplere bağlı kalması toplumda ekonomik huzursuzluğu ortadan kaldırarak ekonomik güçlenmeyi sağlayacaktır. Ülkelerin kalkınma ve gelişmelerinde ticari ahlakın önemi büyüktür.
İnsanlar sadece yasalarla zorlanarak sosyal refaha erişemez. Ahlaki gelişmişlik düzeyi ne kadar yüksek ise toplumun sosyal refahı o derece yüksek olur. Ekonomik refah için tüccarlar arasındaki itimat, karşılıklı sevgi saygı, karşılıklı hizmet duygusu olmalıdır. Hile, aldatma, dolandırıcılık gibi durumlar ekonomide güveni zayıflatarak sosyal refahı olumsuz etkiler.
Kapitalist kültür ile beraber artan tüketim çılgınlığı ve israf insanları açgözlülüğe sevk etmiş, ticari ahlaktan uzaklaştırmaya başlamıştır. Ekonominin atardamarı olan ticari güven ve doğruluk bozuldukça ekonomik krizler ve kaos ortamı ortaya çıkmıştır.
Küresel yeniden yapılanma sürecini yaşadığımız bugünlerde Türkiye yeni bir güç olarak ortaya çıkmakta adeta dünyada mazlumların sesi olmaktadır. Ancak Türkiye’nin şişmeden yani suni bir büyüme olmadan sağlıklı bir büyüme gerçekleştirmesi için kapitalist sistemin ticari ahlaksızlığından kurtulması gerekmektedir.
Dinimiz İslam’ın dünya üzerindeki yayılmasının en önemli kısmı tüccar sahabiler ile olmuştur. Sadece söz ile değil niyette, iradede, azimde, vefada, dinde ve amelde yaşadıkları doğruluk ile yani hal ile anlatmışlardır. Nitekim yüce ALLAH (cc) Kuran-ı Kerim’in Hûd Suresi 112. Ayet’inde mealen “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” buyurmuştur.
Ticarette doğruluk esastır. Doğruluk ise; satıcının tartı ve ölçüde hile yapmaması, malın kalitesi ve fiyatı hususunda doğruyu söylemesi, malı müşteriye zamanında teslim etmesi alıcının ise borcunu zamanında ödemesidir.
Devletimiz 2008 yılında ortaya koyduğu 2023 kısa vadeli 2053 orta vadeli ve 2071 uzun vadeli vizyonları ile milletimizin önüne hedefler koymuştur. Özellikle 2023 hedefleri içerisinde en çok göze çarpan ve dillendirilen 500 milyar dolarlık ihracat oranına ulaşma hususudur.  İş adamlarımız özellikle son yıllarda mallarını dünya pazarına açmaya başlamış ve ihracat oranlarımız hızla yükselişe geçmiştir. Burada dikkat edilmesi gereken husus şu ki; İş adamlarımızın yukarıda belirttiğim ticari ahlaki kurallara uygun hareket etmeleri gerekliliğidir.

Ticari ahlak ve edepler ile ilgili bilgi edinmek isteyenler bir çok kaynak bulabilirler. Aynı şekilde ticari ahlakın güzelliği ve bereketi ile ilgili hadisler ve ayetler mevcuttur. Burada benim dikkat çekmek istediğim husus büyüyen Türkiye’ye destek olmak istiyorsak öncelikle ahlakımızı güzelleştirmeli ve yaptığımız iş her ne ise en güzel şekilde yapmamızdır. 

Hiç yorum yok: