Dünyanın 2008 yılında geçirdiği ve etkilerini hala üzerinden atamadığı küresel krizin yaşanmaya devam ettiği şu günler de atık insanlar ekonomi ile daha fazla ilgilenmeye başladılar ve ekonomiyi yakından takip etmeye başladılar. Yatırım yapmayı düşünen yeni bir iş yeri açmayı düşünen küçük ölçekli girişimciler öncelikli olarak basın ve medya üzerinden ekonomi haberlerini inceleyerek yola çıkmaktalar. Ardından yakın çevresindeki gireceği sektördekileri açık ya da gizli bir şekilde takip ederek nasıl bir yol izleyeceği konusunda fizibilite raporu çıkartmakta.
Bilindiği üzere ekonomik kriz yaşandıktan sonra dünya üzerinde birçok ülke çok büyük sıkıntı yaşamaya başlamış özellikle bazı sektörler çok büyük darbeler almış birçok işletme iflasını açıklamış ülkeler kendilerine göre kriz paketleri açıklamışlardı. Her kişiye göre krizden çıkışın yolu farklıdır çünkü sosyal bilimlerde tek bir doğru yoktur. Ancak bu doğruluk göreceli olduğundan dolayı genel olarak kabul gören doğrular çerçevesinde izlemek gerekirse ülkelerin şuan ki ve krizden önceki durumlarını izleyerek hangi ekonomi politikasının daha başarılı olduğuna bakarak doğru ya da yanlış olarak nitelemek mümkündür.
Ancak benim görüşüme göre ülkelerin ekonomilerinin sapa sağlam olması için büyük ölçekli işletmelerden ziyade KOBİ dediğimiz küçük ve orta ölçekli işletmelere gerçek mana da önem verilirse ekonomi her türlü sarsıntıya karşı sağlam bir şekilde direnecek güçte olacağı kanaatindeyim. Çünkü KOBİ'ler ekonomik büyümenin motoru olarak görünmektedirler. Hatta makro çerçevede düşünmek gerekirse KOBİ'lerin pozitif dışsallık sayesinde kazandığı durumu daha ileri götürerek; ileri ya da geri doğru dikey bütünleşme yolları ile ölçeğini büyütme yollarına gidilmesi ile durumun daha farklı olabileceği kanaatindeyim.
KOBİ sayısını girişimciliğin teşviki ile daha da arttırmanın gerekliliğini KOBİ'ler hakkında daha fazla bilgi aldığımızda fark edeceğiz. Güçlü bir girişimcilik kültürünün mevcut olduğu Türkiye'de firmaların yüzde 99'unu KOBİ'ler oluşturuyor. Sayıları 253 bine ulaşan KOBİ'ler toplam istihdamın yüzde 75'ini, toplam üretimin ise yüzde 65'ini oluşturuyor. Türkiye'deki ticaret ortamı Dünya Bankası'nın 2009 İş Yapabilme Rahatlığı Endeksi'nde 178 ülke içerisinde 59. sırada yer alıyor. Bu açıdan bakıldığında, Türkiye'deki iş ortamı İtalya, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan gibi ülkelerin önünde yer alıyor.
Türkiye'de KOBİ'lerin desteklenmesi ve çoğaltılması için çeşitli sivil toplum kuruluşları faaliyette bulunmaktadır. TÜMSİAD (Tüm Sanayici ve İş Adamları) derneği bunlardan bir tanesi olarak görünmektedir. Geçtiğimiz hafta sonu TÜMSİAD Genel Merkez yöneticileri ile bir araya geldik ve TÜRKİYE ekonomisi üzerine biraz sohbet ettik. Bu arada yanımızda dernek üyelerinden çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren iş adamları da mevcuttu ve gerçekten KOBİ'lerin desteklenmesi, gelişmesi ve arttırılması için bir çok faaliyet ve girişimde bulunulmuş ve büyük başarılara imzalar atılmış kısa zaman içerisinde.
Ülkemizde ve Dünya da krizden etkilenmemek için ya da etkilerini azaltmak için KOBİ'lerin ne derece önemli olduğunu ve bu yönde çalışmaların mümkün olduğunca arttırılması gerektiği kanaati bende de oluştu. Bu konuda herkesin elinden geleni yapması gerekmektedir. Genç girişimciler özellikle desteklenmeli çünkü gelecek vaat etmek için şimdiden işi iyi bir şekilde öğrenmek gereklidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder