Küresel güç dengeleri yeniden kurulmaya çalışırken
çatışmalar dönem dönem şiddetini artırıyor. Bugün gelen bir habere göre Çin,
Hindistan’a roketli saldırı düzenledi ve 158 Hint askerinin ölümüne ve çok
sayıda kişinin yaralanmasına neden oldu. Bir anda alevlenen bölgenin tarihini
hatırlayarak görsellerle beraber inceleyip olayın perde arkasını görmeye
çalışalım.
Çin ve Hindistan, 1950’li yılların sonlarına doğru,
ortak sınır bölgeleri üzerinde anlaşmazlığa düşmüşlerdi. Bu durum 1962 yılında,
iki ay süren bir savaşla sonuçlanmış ancak, resmi sınırları üzerindeki
anlaşmazlık ortadan kalkmamıştır. Kısa süren bu savaş, iki ülke arasındaki
ilişkilere uzun yıllar damgasını vurmuştur. Bu savaşın sonucunda Çin,
Hindistan’ın Arunachal Pradesh bölgesini (Haritanın sağ üst kısmında) işgal
etmiş böylece Hindistan’ın Tibet’le (Haritanın en üst kısmı) olan bağlantısı
kesilmiştir. Daha sonra Çin, Hindistan’ın kuzeydoğu sınırında 90.000 km2’lik
alanda hak iddia ederken, Hindistan ise Çin’i, Keşmir bölgesinde 38.000 km2’lik
alanı işgal etmekle suçlamıştır. Soğuk savaş döneminde ise Çin-Pakistan
arasında askeri işbirliği artarken, bu gelişme karşı cephede Rusya-Hindistan
arasındaki münasebetlerin atmasıyla dengelenmiştir. Hindistan ve Çin ticari
ilişkileri resmi olarak 1978 yılında 'tekrar' başlamış ve 1984 yılında iki ülke
karşılıklı olarak birbirlerini 'ticarette en fazla kayırılan ülke' ilan
etmişlerdi. Bu 'karşılıklı kayırma' sonuçlarını fazla gecikme olmadan göstermiş
ve 2000 yılındaki 2.92 Milyar USD'lik ticaret hacminin, 2010 yılında 61.7
Milyar USD'ye çıkmasındaki etkenlerden birisi olmuştu. (TASAM: 2005) Hindistan
ve Çin ticari ilişkileri resmi olarak 1978 yılında 'tekrar' başlamış ve 1984
yılında iki ülke karşılıklı olarak birbirlerini 'ticarette en fazla kayırılan
ülke' ilan etmişlerdi. Bu 'karşılıklı kayırma' sonuçlarını fazla gecikme
olmadan göstermiş ve 2000 yılındaki 2.92 Milyar USD'lik ticaret hacminin, 2010
yılında 61.7 Milyar USD'ye çıkmasındaki etkenlerden birisi olmuştu. (Açılan: 2013)
Geçtiğimiz aylarda Çin-Hindistan sınırında yer alan Hindistan’a bağlı Sikkim
eyaletinde, iki ülkenin birliklerinin karşı karşıya gelmişti. (Haritada Bhutan
ve Nepal arasında kalan bölge) Tibet'in ruhani lideri Dalay Lama'nın tartışmalı
Arunaçal Pradeş bölgesini ziyaretine Çin'den tepki gelmişti. Çin Dışişleri
Bakanlığı, ziyarete izin vermesi nedeniyle Hindistan'a tepki gösterdi. Çin’in
Hindistan’a saldırısının ardından dikkat çeken önemli bir açıklama yapıldı. Çinli
yetkililer Pakistan'ın talebi doğrultusunda Pakistan ve Hindistan arasındaki
Keşmir sorununun çözülmesine yardımcı olabileceklerini belirtti.
Çin-Pakistan ve Hindistan ortasında kalan Keşmir bölgesinde
terör örgütü olarak kabul edilen grupların cirit attığını görüyoruz. Bu örgütlere sızan güçler ağırlıklı olarak Pakistan’da,
bazı dönemler de Hindistan’da terör olaylarının yaşanmasına neden olmaktadır. Keşmir
bölgesinin üçte ikisi Hindistan, üçte biri ise Pakistan’ın denetimindedir. Pakistan,
1963 yılında kendi denetimindeki bölgeden küçük bir kısmını Çin Halk
Cumhuriyeti’ne vermiştir. Böylece Çin Hükümeti, Tibet ve Sing Yang eyaletlerini
birbirlerine karayoluyla bağlama fırsatını elde etmiştir.
Çin’in saldırı sonrası Keşmir bölgesi için Pakistan’a
destek vereceklerini açıklamasının nedeni Tek Kuşak Tek Yol projesinin önemli
bir hattının bu bölgeden geçmesinden kaynaklıdır. Çin’den çıkan hat Keşmir
bölgesinden geçerek Pakistan üzerinden Hint okyanusu ve Arap denizi bölgesine
ulaşmaktadır. Projenin ilerlemesiyle ülkeler arasında yaşanacak güç
mücadelesinde bu ihtilaflı bölgeler ön plana çıkacaktır.
Geçen aybaşında gerçekleşen Astana toplantısı
sonrasında Pakistan ve Hindistan Şangay İşbirliği Örgütüne üye olmuş, böylece
ŞİÖ iki nükleer gücün eklenmesiyle 4 nükleer güçten oluşan bir ittifaka dönüşmüştü.
Örgüte üyelik konusunda Çin Pakistan’ı desteklerken dengenin sağlanması için
Rusya da Hindistan’ın örgüte girmesini desteklemişti.
Diğer taraftan, geçtiğimiz ay ABD, militanları hedef
aldığını iddia ederek, Pakistan sınırları içerisinde İHA saldırıları yapmasına karşı
Pakistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü "İHA saldırıları Pakistan'ın egemenliğini
ihlal etmektedir." Açıklaması yapmıştı. ABD-Pakistan gerginliği artarken
Çin-Pakistan yakınlaşması da artacak gibi görünüyor. Çünkü dünya yeni bir
döneme girerken ticaret, enerji ve siyasi haritalar yeniden çiziliyor. Çin
öncülüğünde yürütülen “Tek Kuşak Tek Yol” ABD önderliğindeki Atlantik
ittifakına karşı, önemli bir projedir. Bu proje Jeo-ekonomik ve Jeo-politik bir
güç olarak yaşadığımız geçiş sürecinin ardından oluşacak güç dengesinde önemli
bir faktör olacaktır.
Küresel güçler bir yandan vekalet savaşları yaparken
diğer taraftan birbirlerine doğrudan hamleler yapmaya başladılar. Birbirlerini
bir yandan askeri olarak diğer yandan ekonomik olarak yıpratarak savaşı
kazanmaya çalışıyorlar. Terör örgütleri üzerinden psikolojik harp düzenleyen
güçler ekonomik ambargolar ve petrol fiyatları üzerinden yıpratma stratejisi
uyguluyorlar.
Nitekim İran’da yaşanan terör saldırısı ve Katar’a
uygulanan ambargonun arkasında da Tek Kuşak Tek Yol projesinin olduğunu ticaret
yollarını incelediğimizde görebiliyoruz. Güç dengesi kurulana kadar çatışma
alanları çeşitlenerek gerek ülkeler arasında gerekse sermaye grupları arasında
devam edecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder