Sayfalar

21.07.2016

Direnişimiz Dirilişimiz Oldu

Millet olarak 15 Temmuz darbe girişimine gereken cevabı meydanlarda çok sert bir şekilde verdik. Gezi olaylarıyla, 17/25 Aralık Emniyet ve Yargı Darbe girişimiyle, terör saldırılarıyla gerek iç gerekse dış politikalarımıza ayar vermeye çalışan küresel güçler, içimizdeki hainler aracılığı ile kalkıştıkları darbe girişiminde milletimizin “mevzu bahis Vatan ise gerisi teferruattır” anlayışıyla gereken cevabı aldılar. Geceleri meydanlarda nöbet tutup gündüzleri işlerine giden milletimiz vatanın bölünmez bütünlüğünü korumaya her daim hazır olduğunu tüm dünyaya göstermiştir. Darbe girişiminin detayları ortaya çıktıkça ülkemizin ve ülkemize umut bağlayan tüm coğrafyaların ne kadar büyük bir tehlike atlattığını daha net bir şekilde görebiliyoruz.

Sürekli tekrar ettiğim bir konu şu ki; devletler asla zar atmaz. Satranç oynarlar. Gelişmiş ülkeler gelişmekte olan ülkelerin gelişmelerini engellemek için çeşitli operasyonlar yapıyorlar. Hatırlarsanız 2013 yılında “Ağaç” bahanesiyle başlayan ve “Gezi olayları” olarak adlandırılan sivil darbe girişiminin hemen ardından Brezilya’da toplu taşıma ücretlerine yapılan zammı protesto etmek amacıyla başlayan küçük çaplı olaylar daha sonra büyüyerek tüm ülkeye yayılmıştı. Ülkedeki bazı yerel yönetimler metro ve otobüs bileti zammı konusunda geri adım atmış ancak tıpkı Türkiye’de izlediğimiz gibi halkın zam protestosunun ötesine geçen tepkisi, polisin göstericilere sert müdahalesi ve basının olayları yansıtma biçiminin de etkisiyle daha da büyümüştü.

Türkiye’de 17-25 Aralık “Emniyet ve Yargı” darbe girişimi “yolsuzluk” iddiasıyla yapılmaya çalışılırken bu iddia Brezilya Cumhurbaşkanı Rousseff'in görevinin askıya alınmasına neden oldu. Rousseff 2014'te yeniden iktidara geldiği genel seçimler öncesinde, kamu açığını gizlemek amacıyla bütçede usulsüzlük yapmakla suçlandı. Türkiye’de de 17/25 Aralık “Emniyet ve Yargı” darbe girişiminin ardından birçok ses kaydı ortaya atılmış ve hükumetin yolsuzluk yaptığı ile ilgili iddialar ortaya atılmıştı. Brezilya’da da Devlet Başkan Yardımcısının ses kaydında ulusal birlik hükumeti çağrısı yapıyor ve  'açılış konuşması için prova' yaptığı duyuluyordu. Brezilya Devlet Başkanı Rousseff, yardımcısının 'komploculardan' biri olduğunu ve 'darbe planının' parçası olduğunu söylese de başarısız oldu. Böylece Brezilya'da 13 yıldır devam eden İşçi Partisi iktidarı da son bulmuş oldu. 2013 yılı ikinci yarısından itibaren 2 çeyrek hariç aralıksız küçülen ekonomisi ile Brezilya kıskaca alınmıştı.

Gelelim 15 Temmuz Darbe girişimi sonrasında dış basından Türkiye ile ilgili yayınlanan bazı haberlere. Çünkü bu haberler darbe girişiminde içimizdeki hainlerin iplerini tutan elleri gösteriyor. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Brüksel'de düzenlediği basın toplantısı sonrasında Washington Post gazetesi, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin, darbe girişimi sonrasında Türkiye'nin NATO üyeliğinin riske girdiği yönünde haber yapmıştı. Daha sonra bu haberi düzeltmiş olsa da işaret fişeğini yakmıştı. Geçtiğimiz ay yaptıkları referandum sonucunda AB’den ayrılma kararı alan Britanya’nın önde gelen gazetelerinden Guardian, darbe girişiminin başarıya ulaşamamasının ardından Türkiye'nin seçilmiş diktatörlüğe sürüklendiğini yazdı. Yine Britanya’nın önemli dergilerinden The Economist ‘darbe girişimi’ için yayınladığı yazıda Darbe girişiminin Erdoğan'ın elini daha da güçlendireceğini iddia etmiş ve sonrasında ülkemize adeta hakaret ederek Cumhurbaşkanımız için Türkiye'nin seçilmiş ama ‘defolu’ cumhurbaşkanı Erdoğan ibaresi kullandı. ABD’nin etkili gazetelerinden Wall Street Journal da başyazısında, darbe girişiminin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın giriştiği tasfiye harekâtı nedeniyle ülkedeki karışıklığın sürmesine neden olacağı yazıldı. Bir diğer taraftan Gizli belgeleri sızdırmasıyla gündeme gelen Wikileaks, darbe girişiminin ardından Türkiye ile ilgili 100 binin üzerinde belge yayınlayacağını duyurdu ve sosyal medya hesabından Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan paylaşım yaptı. Ancak geçtiğimiz hafta AK Parti maillerinin ilk bölümünü erişime açan WikiLeaks belgelerinden aşk şiiri, iş talepleri ile tatlı tarifi çıktı.

Bu haberler ve başlıklar ile de görüldüğü ve geçen haftaki yazımda da belirttiğim gibi bu darbe girişiminin ardında küresel aktörler bulunmaktadır. Yaptıkları haber ve yayımlayacakları belgeler ile hedeflerini Mostar Gençlik İktisadi ve İdari Kulübü üyelerinden Ahmet Talha Özdemir şu şekilde analiz etti. “Wikileaks belgeleri darbe sonrası darbeyi meşrulaştırma amacıyla hazırlanmıştı. Halkın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükumete olan desteğini kırmak ve darbeye karşı yapılacak eylemleri azaltmak içindi. Darbe girişimi başarısız olunca belgelerin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Hükumete olan güveni zedelemesi ile halkın desteğini azaltmak, siyasi gerginliği artırmak ve iç karışıklık meydana getirmek ümidiyle piyasaya sürüldü ancak bir şey çıkmadı” dedi.


Son dönemdeki politikalarıyla yeniden dizayn edilen dünya düzeninde Türkiye küresel aktörlerin politikalarına karşı daima oyun bozucu olarak rol almaktadır. Çeşitli oyunlarla Türkiye’yi Suriye’ye sokmaya çalışan küresel güçler bu hedeflerine ulaşamadıkça iplerini ellerinde tuttukları terör örgütü DAEŞ saldırılarıyla sürekli olarak girişimlerde bulundular. Ancak bir türlü bu Türkiye’yi bu amaçları doğrultusunda hareket ettiremedikleri için son çare olarak içimizdeki hainler üzerinden Brezilya’da olduğu gibi Cumhurbaşkanımızı devirmeye çalıştılar. Ancak bir Arap basınının dediği gibi "Türkler, vatan ne demek iyi biliyor!" Biz ne Brezilya’yız ne de Mısır. Binlerce yıllık köklü geçmişi olan bir devletiz. Zor durumda Çanakkale misali omuz omuza verip mücadele etmesini iyi biliriz. Vatan sevdası uğruna canından geçenler ve günlerdir meydanlarda vatan nöbeti tutan herkes gösterdi ki; babam Prof. Ahmet ATAN’ın dediği gibi “ Direnişimiz Dirilişimiz Oldu”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder